Her kadın her daim bakımlı ve güzel olmak ister. Bunun için de çeşitli işkence gibi metodlar ile saatlerini kuaförler de, güzellik merkezleri ve avmler de geçirirler. Bunların arasın da benim en sevdiğim ve gelmiş geçmiş en iyi işkence yöntemi olarak kullanılabileceğine inandığım yer bayan kuaförleridir. Hani o beylerin imrenerek baktıkları ama içerisinde 1001 çeşit entrika ve dedikodunun döndüğü kadınların bir nevi kutsal mağbetleri olan yerler.
Havasından mı yoksa suyundan mıdır bilinmez, kuaföre her giren kadın kendisinden önce gelen kadınların bakışlarına, süzmelerine mağruz kalır. Bir nevi; ormanda yanlışlıkla aslanların arasına düşen ceylan misali ürkek bakışlar ile kuaförün gelip kendisini kurtarmasını bekler ki kurtarıcı olarak görülen kuaför ile ayaküstü yapılan kısa sohbet istenilen hizmet türü ile ilgili kuaförden müthiş fikirler çıkar. Öncelikle siz basit bir kesim istediğinizi anlatırken o size “bu model senin yüzüne gitmez, daha radikal ve feminem bir model deneyelim” gibi kelime oyunları ile siz olayı daha kavrayamadan sizi yıkama yerine adeta sürükleyerek götürür. Siz kurbanlık koyun edası ile saçlarınızı yıkatıp, oturmaya hazırlanırken havlu çıkarılır ve eksiksiz her kuaför çalışanı gelip bir kere saçlarınıza dokunur. Adeta saçlarınız kutsal bir mağbet gibi kuaför çalışanları tarafından ilgi görür.
Tüm bu evrelerden sonra gelen kuaförünüz de illa ki saçlarınızı bir kere dokunup hımmm sesini çıkartıyorsa; bilin ki bir bomba patlatmaya hazırlanıyor. Bu durumda hala yol yakınken kaçıp kendinizi kurtarma ihtimaliniz var. Yok eğer ben ne acılara katlandım buna da katlanırım diyorsanız, şu cümleleri duymaya hazır olun:
- Bu saçı en son kim boyadı?
- Dip boyanız gelmiş. Boya şart.
- En son ne zaman kesim yapıldı?
- Bu saç çok yıpranmış. Biraz keselim hava alsın. Hatta mutlaka bakım da yapalım. Bu saça bakım şart
- Bunu en son ben mi boyadım? Boyanın kalitesi farklı. Ben burada en iyi marka boyaları kullanıyorum. Sen hangi kuaföre gidiyorsun bakıyım ?
Oturduğunuz anda size onlarca soru ile saldırıp aklınızı karıştırır. Bu arada da saçlarınıza ne olduğu bilmediğiniz spreyler sıkarak saçlarınızı saç derinizden ayırarak, başınıza ağrılar girmesine neden olacak şekilde taramaya başlar. Hele ki saçlarınız benim ki gibi kıvırcık ise tarama işlemi yapılırken o koltuk da oturmak büyük bir sabır ister.
Kadınların, kadın kuaförleri ile ilgili bilmesi gereken bence en önemli şeyler:
- Kuaförünüz ne derse desin istediğiniz model ve renk konusunda kararlı olun,
- Asla kararı kuaförünüze bırakmayın. Yoksa daha sonradan çok pişman olursunuz,
- Kulaklarınızı kuaför dedikodularına kapatın. Unutmayın, hayat karma. O an sizinle diğer müşterilerin dedikodusunu yapan kuaför; siz gittikten sonra da sizin dedikodunuzu başka bir müşteri ile illa ki yapacaktır. O yüzden sözlerinizi ona göre söyleyin,
- Kuaförünüz isteğiniz dışında bir işlem yaptığı zaman ona izin vermeyin ve kesin bir dil ile istemediğinizi belirtin. Örneğin: boya için gittiniz kesimde yapmak için tutturduğun da istemiyorsanız bunu kesin ve sert bir şekilde söyleyin. Aksi takdirde kadın kuaförleri çok yapışkan ve ısrarcı olabiliyor.
- Saç kesimi ile ilgili kuaförünüz ile asla beyin fırtınası yapmayın. (Ben bu yaşa kadar sadece “kırıklarını alın” dendiğinde saçların kırıklarını alan bir kuaför ne gördüm ne de duydum.)
Kıssadan hisse, kadınların her işte olduğu gibi kuaförlerde de işleri çok zor. En basit işlem için dahi en az bir saat kuaför de kalması ve saçma sapan müzikler ile sohbetlere mağruz kalması gerekir. O yüzden bu konu da beylerden ricamız beğenseniz de beğenmeseniz de kuaförden gelen kadına lütfen iltifat edin. En azından harcadığı zaman ve paranın değdiğine kadını ikna edin.