En Taze Makaleler

Diren Tophane, Diren Nargile !

handan-erdag-48-nargileİstanbul Tophane denilince akla nargile, nargile denilince de her İstanbullunun, özellikle de nargile severlerin aklına Tophane gelir. Tophane; geçmişten günümüze kendine özgü atmosferi ile bir kültürü barındıran, Osmanlı döneminde topların döküldüğü, eski kabadayıların toplandığı ve dünden bugüne nargile severlerin bir araya geldiği, ortak  buluşma noktasıdır. Ancak bugün Tophanede ki bu tarihi nargile kafeler, Karaköy’den Tophane’ye kadar olan 1200 metrelik sahil şeridi ve yaklaşık 100 bin metrekarelik alan alışveriş merkezleri, oteller ve liman yapım-işletimini kapsayan Galataport, diğer adıyla Salıpazarı Kruvaziyer Limanı ihalesi nedeni ile kapatılıyor.

Galataport, ihalesi ilk olarak 2005’te görücüye çıktığında ihale Danıştay tarafından iptal edilmişti. Danıştay tarafından iptal edildiği halde 2013 yılında tekrar ihaleye çıkan Galataport projesi, 702 milyon dolar ile Doğuş Grup tarafından kazanıldı. Kazanılan bu ihaleyi hayata geçirmek için çalışmaya başlayan yetkililer, maalesef ki bugün nostaljik havası ile herkese zamanda yolculuk yaptıran Tophane’nin o meşhur nargilecilerine kepenk kapattırmaya başladı bile.

Bu konuda ne yazılı ne de görsel basında gerekli tepkinin verilmediğini gördüğüm ve gerçek bir nargile sever olduğum için ben de kişisel sitem de bu yazıyı yayınlayarak ve yüksek sesle diren nargile, diren tophane diyerek, bireysel tepkimi paylaşmak istedim.

Nargile öyle bir keyiftir ki, bu keyfi yaşamayan bin, yaşayan bir pişman olur. Yaşayan nargilenin bitmesinden dolayı, yaşamayan da bu keyfe geç kaldığından dolayı pişmanlığını dile getirir.

Bilmeyen, bu keyfi yaşamayanlar için nargilenin neden direnmesi Nargile2gerektiğinden kısaca bahsetmek gerekirse ise;

İnsanoğlu milattan önce tütünü ilk keşfettiğinde tütün yapraklarını ilk ibadet için kullanmaya başladı. Daha sonra, bu tütünün kendilerine keyif verdiklerini fark ettikten sonra tütün yapraklarını farklı şekillerde de kullanmaya başladılar. Bu tütün yaprakları pipo oldu, puro oldu, sigara oldu, ağızlarda çiğnendi. Ancak tütün en güzel ve en özel nargile ile bütünleşti ve insana en çok nargile ile keyif verdi. Tavşan kanı çayın yanında, dostlar ile içilen bir nargile insanın ömrüne ömür, keyfine keyif kattı. Ki bu keyfinde dışında, Tophane bir kültür merkezi, dedenin torununa bıraktığı bir miras idi.

İstanbul gibi metropol şehirler de ki betonarme ve soğuk gökdelenlerin, konutların arasında, Tophane gibi mahalle kültürünü hala yaşayan, tarihi dokuyu bozmayan ve bizim geleneksel Türk halkının sıcaklığını yansıtan, dünden bugüne var olan bu yeri Tophane’yi ve ünlü Tophane nargilecilerini biz korumalı ve sahip çıkmalıyız.

Unutmayalım ki, nargile sadece dostlar ile içilebilecek, toplumun her kesiminden insanın zengin ya da fakir demeden ulaşabileceği bir eğlencedir. Nargile en az bir – bir buçuk saat sürdüğü için de bu keyfi etrafınızda ki sohbeti güzel, kalender insanlar ile paylaşmanız, nargilenizin tadına tat katar.

Nargile kültürümüzü öldürmeyelim, kültürümüze sahip çıkalım. Nargileyi yaşayalım, yaşatalım…

#dirennargile #DirenTophane #direnkültür

Sevgili Okuyucu, bak bu makalede ilgini çekebilir.

Eyvah, Bilgisayarımda D Diski YOK !

Bundan 3 vakit önce niyet ettim yeni bir bilgisayar almaya. Piyasa araştırması yapıp alacağım bilgisayara …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Fazla kilolardan mı şikayetçisiniz? O halde neden mide küçültme ameliyatı nı denemiyorsunuz. mide küçültme ameliyatı, zayıflamak isteyenler için kesin bir çözüm sunuyor. Üstelik çok kısa bir süre içersinde hayal ettiğiniz kilolara kavuşabilirsiniz.
Caminin önünde ve iki yanında geniş cami halısı dış avlusu olup bunun çevresi pencereli duvarlarla çevrilidir. Bu avulya 3 ü cephede olmak üzere, 8 kapıdan girilir. Şadırvan avlusu, 26 adet granit mermer ve porfir sütuna oturtulmuş, 30 kubbeyle çevrili geniş alandır. Mermer döşemeli bu geniş sahanın ortasında 6 mermer sütunlu şadırvan, sahanın azametini gösterir. Şadırvanın kemerleri, kabartma olarak Rumi geçmelerle ve köşebentleri, kabartma, lale ve karanfil motifleriyle bezelidir. İç avluya, biri cepheden ikisi yandan olmak üzere herbiri merdivenli 3 kapıdan girilmektedir. Bu kapılarla dış avlunun cümle kapısı, ozamana kadar benzeri görülmemiş bronz kapılardır. Kubbeden aşağı doğru indikçe mekan yayılmaktadır. Bu piramidel yükselme ve yayılma sonucunda göz yanlara ve yukarıya doğru aynı mesafelere ulaşmaktadır. Bu özelliklerden dolayı, mekanın neresinde olursanız olun, bütün mekana hakim görüş sağlarsınız. Kubbe yaklaşık olarak 43 metre yükseklikte ve köşeleri pandantifle doldurulmuş 4 muazzam kemer üzerine oturtulmaktadır. Caminin su basmanı üzerinde olması ve kubbe yüksekliği nedeniyle pencereleri oldukça fazladır. Böylece caminin içini süsleyen binlerce çini ve kalem işleri tatlı ışık altında görülmektedir. Caminin içindeki en önemli unsur, ince işçilikle yontulmuş mermerden yapılma mihraptır. Bitişik duvarları, seramik çinilerle kaplanmıştır fakat çevresindeki çok sayıdaki pencere onu daha az ihtişamlı gösterir. Mihrabın sağında, Caminin en kalabalık halinde dahi olsa, herkesin imamı rahatça duyabileceği şekilde dekore edilmiş mimber bulunur. Caminin içi her katında alçak düzeyde olmak üzere 50 farklı lale deseninden üretilmiş 20binden fazla çini ile döşenmiştir. Alt seviyelerdeki çiniler, geleneksel galerideki çinilerin desenleri çiçekler meyveler ve servilerle gösterişli ve ihtişamlıdır.